TOBB 79. Genel Kurul Hizmet Şeref Belgesi Takdim Töreni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla TOBB İkiz Kuleler Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Kızıltepe Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şahin , TOBB Delegeleri ve Genel Sekreterimiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle, Türkiye Odalar ve Borsalar Başkanımız Sayın M. Rifat Hisarcıklıoğlu'nun ev sahipliğinde düzenlenen Hizmet Şeref Belgesi Ödül Töreni’ne katıldı.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin seçim sürecini sükunetle tamamladığını belirterek, "Artık seçimleri geride bırakma, dengeleri yerine oturtma, daha huzurlu, daha mutlu ve daha müreffeh bir Türkiye için hep birlikte çok çalışma zamanıdır." dedi.
Hisarcıklıoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ticaret Bakanı Mehmet Muş'un katılımıyla TOBB 79. Genel Kurulu kapsamında Birlik merkezinde düzenlenen Hizmet Şeref Belgesi Takdim Töreni'nde konuştu.
Yılın başlarında çok büyük bir afet yaşandığını anımsatan Hisarcıklıoğlu, 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerde vefat eden vatandaşlara Allah'tan rahmet diledi.
Hisarcıklıoğlu, bugün camiaya en uzun süre hizmet etmiş çalışanlara hizmet şeref belgelerini takdim etmek üzere bir araya geldiklerini söyledi.
Türkiye'nin seçim sürecini sükunetle ve suhuletle tamamladığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: "Sayın Cumhurbaşkanım milletimizin teveccühüyle bir seçimden daha başarıyla çıktınız. Seçildikten sonra ilk olarak TOBB'a yaptığınız bu ziyareti, iş dünyasına verdiğiniz önemi göstermesi açısından çok değerli görüyor ve camiamız adına size teşekkür ediyoruz. Önceki 21 yılda olduğu gibi aynı azimle ve inançla çalışmayı sürdüreceğinizi biliyoruz. Reformcu ve icracı vizyonunuzla ülkemize yeni başarılar yaşatacağınıza inanıyoruz. Sizi bir kez daha yürekten tebrik ediyoruz. Seçimlerde milli irade tecelli etti. Milletimiz, ferasetiyle tercihini yaptı. Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı, ülkemizi, Cumhuriyet'imizin yeni yüzyılına taşımak üzere görevlendirdi. Artık seçimleri geride bırakma, dengeleri yerine oturtma, daha huzurlu, daha mutlu ve daha müreffeh bir Türkiye için hep birlikte çok çalışma zamanıdır."
Hisarcıklıoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iş hayatından geldiğine, üretim ve ticaretin zorluklarına vakıf olduğuna vurgu yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın reel sektörden gelmiş biri olarak hep özel sektörün yanında yer aldığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, Erdoğan'ın saatler süren toplantılarda sektörün sorunlarını dinlediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde iş ve yatırım ortamını kolaylaştıran, iş insanlarının üzerindeki yükleri azaltan pek çok düzenlemenin hayata geçirildiğini belirten Hisarcıklıoğlu, "Tarihi bir başarı elde ettiğimiz yerli ve milli otomobil hayalimiz, yine sizin vizyonunuz ve himayenizde gerçeğe dönüştü." dedi.
Ülkenin daha güçlü, daha zengin, daha müreffeh olması için üreteceklerini ifade eden Hisarcıklıoğlu, devletin kendilerine vereceği her görevde Türk özel sektörü adına çalışmaya devam edeceklerini dile getirdi.
- "TOBB Ekonomi Şurası'nın düzenlemesini takdirlerinize arz ederiz"
Hisarcıklıoğlu, ülkeyi daha ileriye taşımaya hazır olduklarını belirterek şunları kaydetti: "Bunu mümkün kılmak için başta finansmana erişim olmak üzere karşımıza çıkan zorlukları sizinle paylaşmak istiyoruz. Sizin çözüm odaklı yaklaşımınızın iş dünyamıza büyük moral vereceğine inanıyoruz. Bunun için de yine sizin liderliğinizde ve uygun göreceğiniz bir tarihte, yaşadığımız sıkıntıları aktarabileceğimiz TOBB Ekonomi Şurası'nın düzenlemesini takdirlerinize arz ederiz. Bizler, oda ve borsa başkanlarım, sadece günü kurtarmak, mevcutla yetinmek gibi bir anlayışta asla olmadık. Hep daha fazla üretim, yatırım, istihdam ve ihracat için çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz. Her alanda yeni ve çok daha büyük hedeflere ulaşmak için gayret gösteriyoruz. Sorunlar ve tespitlerle birlikte çözüm önerilerini hazırlıyor, sizinle ve bakanlarımızla istişare ediyoruz."
Hisarcıklıoğlu, Türkiye'yi yurt dışında en üst düzeyde temsil eden özel sektörün dış temaslarının kolaylaştırılması gerektiğini söyledi.
"Oda-borsa camiamızın da yeşil pasaportu fazlasıyla hak ettiklerini düşünüyoruz." diyen Hisarcıklıoğlu, bu konuda müjde geleceğine inandıklarını ifade etti.
Hisarcıklıoğlu, camia mensuplarının türlü sıkıntılara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiği destekle daha çok iş ve aş sağladığını belirtti.
-Cumhurbaşkanı Erdoğan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Milli iradeye güvenen, ülkemiz için hayal kuran, kendini bu topraklara ait hisseden her bir vatandaşım, bu seçimin tartışmasız kazananıdır." dedi.
TOBB'un 79'uncu Genel Kurulu münasebetiyle üyelerle bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, Genel Kurulun, TOBB, iş dünyası ve ülke için hayırlı olmasını diledi.
Erdoğan, kuruluşundan bugüne TOBB çatısı altında emek veren, ebediyete irtihal edenleri de rahmetle yad etti.
Birliğin tüm mensuplarını, Türkiye'nin kalkınmasına, büyümesine, güçlenmesine yaptıkları katkılar dolayısıyla tebrik eden Erdoğan, TOBB'da delege olarak 10-20-30 yıl ve üzerinde süresini tamamlayanları da kutladı.
81 vilayette faaliyet gösteren 365 oda ve borsanın tamamını, 1,8 milyona yaklaşan üyenin hepsini birer "Alperen" olarak gördüklerini belirten Erdoğan, "Sizlerin şahsında, büyük ve güçlü Türkiye idealine sahip çıkan TOBB üyelerine, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum." diye konuştu.
"Türkiye'ye hizmet mücadelemizde bugüne kadar hep sizlerle yol yürüdük. Ne yaptıysak beraber yaptık, sırt sırta vererek beraberce başardık." diyen Erdoğan, demokrasiye yönelik tehditlere de beraber göğüs gerdiklerini dile getirdi.
- "Ben sizlerin desteğine güveniyorum"
Ekonomiyi çökertmeyi amaçlayan saldırıları TOBB üyeleriyle beraber püskürttüklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye'yi, tarihinin en büyük yatırım hamleleriyle beraber tanıştırdık. Türk ekonomisini her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında beraber büyüttük. Milli gelirimizi 236 milyar dolardan 1 trilyon dolar sınırına beraber getirdik. Kişi başı geliri 3 bin 600 dolardan alıp 10 bin 650 dolara beraber yükselttik. İş gücü sayısındaki artışa rağmen istihdamı 32 milyona yine beraber ulaştırdık. İhracatımızı 36 milyar dolardan 255 milyar dolara, turist sayımızı 12,8 milyondan 51,5 milyonun üzerine beraber çıkardık. Milletimizin 60 yıllık hayali olan Türkiye'nin otomobili 'TOGG Projesi'ni, sizlerin de sahiplenmesiyle beraber gerçeğe dönüştürdük.
Son 21 yıla damga vuran bu eşsiz başarı hikayesini, kamu-özel sektör dayanışması içinde hareket ederek beraberce yazdık. İnşallah bundan sonra da aynı çizgide yolumuza devam edeceğiz. Farklı hesaplarla hareket edenleri asla aramıza sokmayacağız. Ülkemizin karşılaştığı sorunlara, ortak akılla beraber çözüm arayacağız. İş dünyasıyla, sivil toplumuyla, siyaset kurumuyla el birliği, gönül birliği içinde inşallah Türkiye Yüzyılı'nı hep beraber inşa edeceğiz. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği üyelerimizin, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hedeflerimize ulaşmamız noktasında üzerlerine düşen görevleri en güzel şekilde yerine getireceklerine inanıyorum. Ben sizlerin desteğine güveniyorum."
Tarihin en önemli seçim süreçlerinden birini, önceki gün itibarıyla başarıyla tamamladıklarını ifade eden Erdoğan, 14 Mayıs'ta seçimlerin Meclis boyutunun neticelendiğini, 28 Mayıs'ta da cumhurbaşkanı aşamasının sonuçlandığını kaydetti.
Erdoğan, her iki seçimi de demokrasiye yakışır bir ongunlukla gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, "Hiçbir müessif hadisenin yaşanmasına izin vermeden, rekor bir katılımla vatandaşlık görevimizi ifa ettik. Adeta yüzde 90'lara dayanan bir katılım. Buradan bir kez daha seçim sonuçlarının, ülkemize, milletimize, iş dünyamıza hayırlar getirmesini Rabb'imden niyaz ediyorum. Tercihini demokratik yollarla sandığa yansıtan her bir vatandaşıma en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Bilhassa yurt dışında yaşayan kardeşlerimi, hepimizi gururlandıran yüksek katılım oranları dolayısıyla ayrıca tebrik ediyorum." diye konuştu.
28 Mayıs gecesini Türkiye'yle birlikte Afrika'dan Asya'ya, Rumeli'den Filistin'e, Türk Cumhuriyetlerine kadar her yerde adeta bayram gecesine çevirenlere teşekkür eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Elbette seçim sürecini tüm yönleriyle enine boyuna değerlendireceğiz. Aynı şekilde sokaklardaki o eşi benzeri görülmemiş coşkunun arkasında yatan sebepleri de çok iyi analiz edeceğiz. Gerek anlamı gerekse sonuçları itibarıyla ülke olarak bir 'kader seçimi' yaşadığımızın farkındayız. Milletimiz, tıpkı 15 Temmuz gecesi olduğu gibi istiklal ve istikbaline yönelik hayasız akınları görmüş, iradesine sahip çıkarak bunları durdurmuştur. Türk ile Kürt'ün, Alevi ile Sünni'nin arasına serpilmek istenen fitne tohumlarını, aziz şehitlerimizin kanlarıyla yoğrulmuş bu mübarek topraklar reddetmiştir. Anadolu irfanı bir kez daha siyaset mühendisliklerine galip gelmiştir. Terör örgütleri eliyle siyaseti yönlendirme çabaları hedefine ulaşmamıştır."
- "Kendini bu topraklara ait hisseden her bir vatandaşım seçimin kazananıdır"
"Seçim maratonunun kazananı, Türk demokrasisi ve Türk milleti olmuştur." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Milli iradeye güvenen, ülkemiz için hayal kuran, kendini bu topraklara ait hisseden her bir vatandaşım, bu seçimin tartışmasız kazananıdır. Kampanya sürecinde yapılan tüm kışkırtmalara rağmen, sandığa gölge düşürmeyen her bir insanımız bu seçimin kazananıdır. Yabancı dergi kapakları üzerinden yürütülen propagandalara aldırmadan, hiçbir baskı altında kalmadan iradesini sandığa yansıtan her bir kardeşim, bu seçimin kazananıdır. Kendi öz yurdunda yıllardır parya muamelesi gördüğü halde hukuk ve meşruiyetten ayrılmayan sessiz çoğunluk, bu seçimin kazananıdır. Sırf farklı tercihlerde bulunduğu için iğrenç hakaretlere uğrayan yüreği yaralı depremzedelerimiz, bu seçimin en büyük kazananıdır.
Terör örgütü mensuplarının tehditlerine boyun eğmeyerek sandıklara koşan yurt dışındaki tüm gurbetçilerimiz, bu seçimin kazananıdır. Dünyanın dört bir yanında 'Türkiye' denilince gözleri parlayan, gözlerinden damlalar akan, ülkemiz için dua eden, bizimle sevinip bizimle üzülen tüm mazlum ve mağdurlar, bu seçiminin kazananıdır. Allah'a hamdolsun milli irade bir kez daha en güzel, en hayırlı şekilde tecelli etmiştir. Türkiye Yüzyılı teklifimiz, hem 14 Mayıs'ta hem de 28 Mayıs'ta milletimiz tarafından büyük bir teveccühle kabul görmüştür."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, halkın, önce Meclis'te çoğunluğu 323 milletvekiliyle Cumhur İttifakı'na, ardından Cumhurbaşkanlığını yüzde 52,18 oy oranıyla şahsına vererek, 5 sene daha "İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün" dediğini söyledi.
Milletin, ilkeler ve değerler yerine, bakanlık ve milletvekilliği pazarlığı üzerine kurulu kumar masasına tekmeyi vurarak devirdiğini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hatta 'hesap uzmanıyım' diye övünenler, Dimyat'a pirince giderken evlerindeki yaklaşık 40 milletvekilinden de olmuştur. İktidar hırsıyla yapılan yanlış hesaplar, bu sefer çok enteresan, Bağdat'tan değil ama sandıktan dönmüştür. Bakınız; ben hesap uzmanı değilim, ekonomistim. Burada, bu hesabı sizlerle de paylaşayım. CHP'nin vekil sayısı 2018'de 146 idi. 2023'te vekil sayısı 169'a çıktı. Fakat buradan tabii kiralık vekiller verdiler. Onlar da 40 tane. 40 tane kiralık vekil gidince bu defa net olarak nereye düştü CHP'nin vekil sayısı? 129'a düştü. Şimdi hesap uzmanı bu işi böyle yapar mı? 17 vekil burada düşmüş oldu. Bundan sonrasını herhalde, oraya gönül vermiş olan tüm CHP'li arkadaşlar da düşünecektir. Eski Türkiye ittifakı, sandıkta milletten ikinci kez kırmızı kart yemiştir."
Türkiye'nin, 16 Nisan 2017 referandumuyla zaten terk ettiği eski sisteme dönüş önerilerini, bir kez daha elinin tersiyle itmesinin, son derece manidar olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu kirli ittifaklar, bu kirli bir araya gelişler, 6 tane cumhurbaşkanı yardımcılığı, bu tür yanlış bir araya gelişler ne demokrasiye sığar, ne bu milletin ruh köküne, kültürel değerlerine yakışır. Bunun dersini milletim sandıkta verdi. Ne dediler? Önce 'güçlendirilmiş parlamenter sistem' dediler. Tuttu mu? Tutmadı. Önce öyle başladılar ama kampanya sonuna doğru artık bunu kullanmaktan vazgeçtiler. Bu noktada, özellikle dünyada gelişmiş ülkelerin ve dolayısıyla bizim de ortaya koyduğumuz sistem kabul gördü. Siyaset kurumunun sandıktan çıkan bu iradeyi doğru bir şekilde okuması gerektiğine inanıyorum. Milletin zaten kararını verdiği konularda yeni dayatmalarda bulunmaktan artık vazgeçilmelidir. Akıntıya kürek çekmenin, tarihi geriye sardırmanın hiçbir faydası yoktur. Eski sistem tartışmalarını tamamen rafa kaldırmalı, bugünden itibaren sivil siyasetin en büyük kazanımı olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni tekemmül ettirmeye odaklanmalıyız."
Mevlana'nın, "Her gün bir yerden göçmek ne iyi? Her gün bir yere konmak ne güzel. Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş. Dünle beraber gitti cancağızım ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım" sözlerini anımsatan Erdoğan, siyaset müessesesinin asli görevinin yeni şeyler söylemek olduğunu dile getirdi.
- "Muhalefet noksanlığı var"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vazifelerinin düne saplanıp kalmak yerine yeni şeyler söylemek ve ülkenin önüne yeni hedefler koymak olduğunu ifade etti.
Bu seçimde kimin ne yaptığını, ne söylediğini, nerede, nasıl bir pozisyon aldığını hafızalarına kaydedeceklerini belirten Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Ama bunu yaparken, geçmişin geleceği gölgelemesine de kesinlikle göz yummayacağız. Muhalefet partilerinden, bizim de milletimizin de beklentisi bu yöndedir. Muhalefet ve destekçilerinin halkımızı aşağılayan, kutuplaştırıcı, gerilimi körükleyen, eski provokatif söylemlerini bir an önce terk etmesi gerekiyor. Sandıkta tecelli eden iradeyle kavga edilmeyeceği gerçeğini ülkemizdeki tüm muhalefet partilerinin artık anladıklarını ümit ediyorum. Çünkü, Türkiye'nin önemli bir noksanı da gerçekten demokrasideki o muhalefeti göremeyişidir. Muhalefet noksanlığı var. Bunu, Türkiye giderdiği anda inanıyorum ki demokrasi mücadelesi ülkemizde çok daha güçlü bir şekilde devam edecektir. Samimi bir öz eleştiri yaptıktan sonra muhalefetin de sandıktan yükselen bu çağrıya kulak vereceğini düşünüyorum. Biz her iki seçimde oluşan tabloyu büyük ve güçlü Türkiye idealimiz adına çok kıymetli buluyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde, devlet organları arasındaki işbirliği ruhunu güçlendirerek ülkemize hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Bunu da iş dünyamızın siz değerli temsilcileriyle birlikte yapacağız."
Seçim belirsizliğinin ortadan kalkmasıyla gündemlerindeki esas konulara yoğunlaşabileceklerini aktaran Erdoğan, milletten bir kez daha güvenoyu almış, güven tazelemiş bir yönetim olarak dünden itibaren çalışmaya başladıklarını sözlerine ekledi.
Asrın felaketi olarak nitelenen 6 Şubat depremlerinin yaralarının sarılmasının en öncelikli meseleleri olduğunu belirten Erdoğan, depremzedeleri kampanya döneminde de ihmal etmediklerini, her bir şehre farklı tarihlerde 3-4 kez giderek, afetzedelerin yanında olduklarını gösterdiklerini söyledi.
Erdoğan, şimdiye kadar 910 binden fazla çadırın, 117 binden fazla konteynerin kurulumunu tamamladıklarını, 180 bine yakın afet konutunun inşa sürecinin başladığını aktararak, deprem bölgesinde 319 bini ilk bir yıl içinde olmak üzere toplam 650 bin konutun inşa edileceğini kaydetti.
Bunu, İzmir'de depremden hemen sonra gerçekleştirdiklerini, depremzedelerin de samimi gayretleri takdir ettiğine şahit olduklarını ifade eden Erdoğan, gerek 14 Mayıs'ta gerekse 28 Mayıs'ta kendisine çok güçlü destek veren deprem şehirlerine teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Depremzedelerimiz geride bıraktığımız haftalarda sadece kayıplarının acısıyla mücadele etmedi, aynı zamanda sırf oy tercihlerinden dolayı insanlık tarihinin en aşağılık hakaretlerinin de hedefi oldular. Sığındıkları otel ve misafirhanelerden atılmaktan, yapılan yardımların başa kakılmasına kadar pek çok vicdansızlığa maruz kaldılar. Buna rağmen, onlar dik durmaya, metanetli davranmaya devam ettiler. Depremzede kardeşlerimize yönelik bu rezillikleri, bu linç kampanyalarını unutmayacak, unutturmayacağız. Ne sebeple olursa olsun afetzedelerimizin gönül yaralarının daha fazla kanatılmasına izin vermeyeceğiz. Afetin yıktığı tüm şehirlerimizi eskisinden daha görkemli, daha güvenli bir şekilde en kısa sürede yeniden ayağa kaldırıyoruz, ayağa kaldıracağız."
Depremin Türk ekonomisine maliyetinin 104 milyar dolar olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman başta olmak üzere depremde en çok yıkıma uğrayan illerde her şey gibi ticari hayatın da olumsuz etkilendiğine işaret etti. Erdoğan, faaliyete geçen 13 bine yakın iş yeriyle buralardaki ticareti yeniden canlandıracaklarını vurguladı.
Enflasyonun yol açtığı fiyat artışlarından kaynaklanan sıkıntılara değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Toplumumuzun farklı kesimlerinde yaşanan refah kayıplarını telafi edecek adımları atmakta kararlıyız. Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeme politikamıza sıkı sıkıya bağlıyız. 21 yıllık iktidarlarımız döneminde bundan taviz vermedik. Türk ekonomisinin yıllarca başını ağrıtan yüksek enflasyon meselesini tek haneli rakamlara indirerek halkımızı rahatlatan bizdik, yine biz olacağız." dedi.
Küresel ekonomideki dalgalanmalar duruldukça, bunun olumlu sonuçlarının görüleceğine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yakın çevremizdeki krizlerin çözümünde daha fazla inisiyatif alarak, barış ve istikrarın bölgemizde tekrar hakim olması için çalışacağız. Diplomatik münasebetlerimizle, bölge ülkeleri ile ekonomik ve ticari işbirliğimizi de güçlendireceğiz. Dün akşam itibarıyla 110'a yakın, gerek telefon diplomasisiyle, gerekse mesajlarıyla ülke lideriyle görüşmeler yaptık. Hepsiyle mutabakatımız şu; 'siyasi, askeri, ekonomik, ticari, kültürel her alanda birliğimizi bundan sonra çok daha güçlü bir şekilde devam ettireceğimize inanıyoruz.' Söz bu. Şu anda Kabinemizin oluşmasından sonra, Parlamento'daki yapı zaten belli oldu, süratle bizler ziyaretlerimize başlayacağız. Aynı şekilde bize de ziyarete gelecek olan dünya liderleri var. Hedefimiz, Avrupa'dan Karadeniz'e, Kafkasya ve Orta Doğu'dan Kuzey Afrika'ya kadar çevremizde bir güvenlik ve barış kuşağı tesis etmektir. Bu amaç doğrultusunda son yıllarda pek çok önemli adım attık. Dost ve kardeş ülkelerle aramızdaki pürüzleri giderdik."
Erdoğan, Türk dünyası ile bağları tahkim ettiklerini, İslam alemi ile ilişkileri ilerlettiklerini, Yeniden Asya Girişimi ile Asya kıtasına yeni bir pencere açtıklarını, Afrika halklarıyla "kazan kazan" temelinde sağlam işbirlikleri kurduklarını anlattı.
- "Türkiye'yi bölgesinin yükselen yıldızı haline getireceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptıkları son görüşmede, Karadeniz Tahıl Koridoru'ndan gönderilecek tahılın una çevrilip fakir Afrika ülkelerine gönderilmesi konusundaki mutabakatı teyit ettiklerini hatırlattı. Erdoğan, Türkiye'nin Latin Amerika'daki mevcudiyetini perçinlediklerini, Balkanlar'da tüm taraflarla yakın ilişkiler geliştirdiklerini, Batı ülkeleriyle ortak çıkarlar ekseninde diyaloğu artırdıklarını söyledi.
Rusya-Ukrayna krizinin çözümü için ellerini taşın altına koyduklarını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: "Tahıl Anlaşması ve bunun yanında çok önemli olan bir şey de esir takasıyla diplomatik çözümün mümkün olduğunu gösterdik. Hepsinden önemlisi Türkiye'yi sonu felaketle bitecek bir çatışmanın tarafı haline gelmekten koruduk. Yani pergelin bir ucunu ülkemize sabitleyip, diğeri ile 360 derece manevra yaparak, herkesle, tüm ülkelerle işbirliğimizi geliştirmeye gayret ettik. İçinde bulunduğumuz dönemde girişimci dış politikamızı ticaretle, enerjiyle, turizmle, kültürle, savunmayla destekleyerek devam ettireceğiz. Türkiye'yi bölgesinin yükselen yıldızı haline getireceğiz, bunda kararlıyız. İnşallah bunu da son 21 yıldır olduğu gibi yine hep beraber yapacağız."
Milletin tüm kesimleri gibi iş dünyasının da beklentilerinin farkında olduklarını dile getiren Erdoğan, şimdiye kadar iş dünyasının taleplerine kulak tıkamadıklarını, sorunları görmezden gelmediklerini vurguladı.
Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin Genel Kurullarında iş adamlarıyla bir araya gelmeye çaba gösterdiklerini, her yıl bakanlarla Türkiye ekonomi şuralarında her şehrin, her sektörün meselelerini uzun uzun iş adamlarıyla istişare ettiklerini anlattı. Bu istişarelerin süreceğinin altını çizen Erdoğan, şunları ifade etti:
"Bu istişarelerimizin meyvelerini her alanda beraber topladık. Sorunların çözümü noktasındaki pek çok müjdeyi de yine bu toplantılar vasıtasıyla kamuoyuyla paylaştık. İnşallah bundan sonra sizlerle yine bir araya gelecek ve bu adımları da birlikte atacağız. Son dönemde adeta bir siyasi şantaj olarak kullanılan bu vize sorununu en kısa sürede hal yoluna koyacağız. Sizlerin her alanda önünüzü açmak, yolunuza çıkan engelleri ortadan kaldırmak için canla başla çalışmayı sürdüreceğiz. Buradan tüm iş dünyamıza seslenmek istiyorum, dünyanın ve bölgemizin içinde bulunduğu konjonktür belki de bizlere tarihimizin en büyük fırsatlarını sunuyor. Bu fırsatları, enerjimizi tüketecek iç tartışmalarla, sahte gündemlerle heba edemeyiz. Boşa harcayacak tek bir anımız dahi olmadığının altını çizmek istiyorum."
Türkiye'nin 14 ve 28 Mayıs seçimleriyle altın değerinde bir 5 sene daha kazandığını belirten Erdoğan, havalimanından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gelene kadar caddelerde oluşan görüntünün unutulacak bir tablo olmadığını söyledi.
"Milletimin böyle bir tabloyu hazırlaması, böyle bir tabloyu ortaya koyması, burada duadan başka bize düşen bir şey yok. Ya Rab, beni bu milletin bir evladı olarak yarattığın için sana sonsuz hamdüsenalar olsun" diyen Erdoğan, yüklerinin ağırlığının farkında olduklarını, gelecek 5 yılı da dolu dolu değerlendireceklerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Sizler de gördünüz. Seçim dönemi boyunca söylemedikleri yalan, atmadıkları iftira kalmadı. Bugüne kadar yapmadıkları, yapamadıkları ne tür yalanlar varsa bunların hepsini söylediler. Sizler zaten iş adamları olarak neyin yapılabileceğini, neyin yapılamayacağını gayet iyi bilenlersiniz. Ama öyle yalanlar, öyle yalanlar ortaya konuldu ki hakikaten, tabii ki insanoğlu bu tür şeyler karşısında 'Ya yapar mı? Acaba böyle bir şeyi gerçekleştirir mi?' sorusunu kendine soruyor. Ama karşısındakinin sırtında yumurta küfesi yok. Rahat rahat atabiliyor. Rahat rahat söyleyebiliyor. Önemli olan ne? 'Ha şu seçimi bir atlatalım hele'. Ya bugüne kadar yaptıklarınız ortada. Ne yaptınız? 10'u aşkın büyükşehir belediye başkanınız var. Bu belediye başkanlarınız İstanbul'da ne yaptı? Ankara'da ne yaptı? İzmir'de ne yaptı? Şunları bir ispatlayın ya. 'Şunu da yaptık' deyin. Yani yaptıklarını söylemiyorlar maalesef. Ama ben İstanbul'da yaşıyorum, Ankara'da yaşıyorum. İzmir'i devamlı takip ediyorum, görüyorum."
29 Mayıs itibarıyla milletin bankadan para çekemeyeceğini iddia edenlerin, döviz kuru ve sebze fiyatlarının uçacağı hezeyanına kadar "tüm tuşlara bastığını" vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne oldu? İşte dün 29 Mayıs'tı. Ne oldu, bankalar filan falan hepsi kapandı mı? Hepsi artık kasaları masaları filan falan boşalttılar mı? Ne oldu? Hepsi yalan. Ama işte biliyorsunuz, yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Artık yatsıyı filan geride bıraktık. Millete ve iş dünyasına korku salmak adına piyasa spekülasyonu dahil her türlü çirkefliği sergilediler. Sırf üç beş oy daha fazla alabilmek için siyasi tarihimizin en rezil kampanyasını yürüttüler. Ne yaparlarsa yapsınlar muvaffak olamadılar. Bu ülkenin ekonomisini, bunlar Londra tefecilerine teslim edeceklerdi, edemediler. İş dünyamızı ürkütmeyi, panikletmeyi başaramadılar. İnşallah bundan sonra da bu hedeflerine ulaşamayacaklar. Sizlerden, ağızlarını her açtıklarında Türk ekonomisiyle ilgili sürekli kötü tablolar çizen felaket tellallarına prim vermemenizi istiyorum. Bu işleri en iyi sizler biliyorsunuz. Bunlar kendi hezimetlerine milleti de ortak etmek isteyen zavallılardır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunlara aldırmadan, 21 yıldır olduğu gibi yine işlerine bakarak kendi gündemlerine odaklanacaklarını ve ellerindeki imkanları en güzel şekilde kullanmaya çalışacaklarını belirtti.
Yeni pazarlar, yeni müşteriler bulmanın peşinde koşacaklarını dile getiren Erdoğan, "Gerek ülkemize yatırımlar çekecek gerekse o ülkelerde bizler yatırımlara gireceğiz. Daha fazla üretecek, daha fazla ihracat yapacağız. Ve bu konuda 5 ilkemiz var. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme. Bunu ülkemiz başarır mı? Başarır ve başaracağız. İnşallah daha çok sayıda insanımıza istihdam oluşturacağız. Türkiye'nin yumuşak gücünü, Türkiye'nin artan itibarını ekonomik olarak da fırsata dönüştürmeye gayret edeceğiz." ifadesini kullandı.
Erdoğan, devletine ve hükümetine güvenen hiç kimsenin 21 yıldır mağdur olmadığını, ülkenin potansiyeline inanan hiç kimsenin pişmanlık yaşamadığını, bundan sonra da Türkiye Cumhuriyeti'nin, iş insanıyla, işçisiyle, çiftçisiyle, üreticisiyle, depremzedesiyle, mazlum ve mağduruyla kendine güveneni asla yarı yolda bırakmayacağını vurguladı.
İş insanlarından yatırımlarını daha da arttırmalarını, Türkiye vizyonunun inşasına omuz vermelerini isteyen Erdoğan, Hizmet Şeref Belgesi almaya hak kazanan delegeleri tebrik etti.
-Ticaret Bakanı Muş
Ticaret Bakanı Mehmet Muş da mayıs ayında ihracattaki artış seyrinin devam ettiğini belirterek, "İki gün sonra rakamlar tamamen netleşecektir ama ilk veriler bize yüzde 10'un üzerinde artış ve en yüksek mayıs ayı ihracatına ulaşılacağını göstermektedir." dedi.
Bugüne kadar tüm iş dünyasıyla bir çarkın dişlileri gibi uyum içinde çalıştıklarına işaret eden Muş, bundan sonra da iş insanlarının azmi ve heyecanının kendileri için en büyük güç ve motivasyon kaynağı olacağını söyledi. Muş, 21 yıldır olduğu gibi bundan sonra da iş dünyasının önünü açacak, güç birliği ve istişare içinde ekonomide büyük başarılar elde etmek için çalışmaya devam edeceklerini bildirdi.
Muş, bu yılın ilk yarısı biterken, küresel ekonomiye ilişkin beklentilerin giderek kötüleştiğine şahit olduklarına dikkati çekerek, birçok ülkedeki parasal sıkılaştırma politikalarına rağmen enflasyonun yüksek seyretmesi, bankacılık sektöründeki çalkantılar ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın, küresel ekonomiye ilişkin belirsizlikleri artırdığını anlattı.
Küresel ekonomide yaşanan istikrarsızlıklara ve bozulmalara rağmen Türkiye'ye ilişkin verilerin, ekonominin temellerinin sağlam olduğuna işaret ettiğini belirten Muş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye ekonomisi son yıllardaki ivmesini devam ettirmektedir. Ülkemiz, 2022 yılında yakaladığı yaklaşık yüzde 5,6 büyümeyle, G20 ülkeleri arasında en yüksek 3. büyüme oranını yakalamıştır. İhracatçı firma sayımız 110 binin üzerine çıkarken, ihracatımız ilk kez 250 milyar dolar sınırını geçmiştir. Küresel ekonomideki yavaşlamaya ve 11 ilimizi etkileyen deprem felaketine rağmen ekonomimiz 2023 yılında da güçlü performansına devam etmektedir. İstihdamdan tüketici endeksine kadar deprem sonrası ortaya koyduğumuz seferberlikle ekonomimizin güçlü büyüme politikasına katkılar verilmektedir. Mayıs ayında ihracatımızdaki artış seyrinin devam ettiğini buradan belirtmek isterim. İki gün sonra rakamlar tamamen netleşecektir ama ilk veriler bize yüzde 10'un üzerinde artış ve en yüksek mayıs ayı ihracatına ulaşılacağını göstermektedir."
Muş, Bakanlık olarak iş insanları için yeni strateji ve destekler ortaya koyduklarını ve ihracatın her aşamasında yanlarında olmaya devam ettiklerini bildirirken, ihracata yönelik destekleri daha yalın ve esnek hale getirdiklerini ve e-ihracat gibi yeni desteklerle sürdürülebilir ihracat artışı için önemli adımlar attıklarını anlattı.
İhracatçıların finansmana erişimini kolaylaştırmak için faaliyete geçirilen İhracatı Geliştirme Anonim Şirketinin (İGE AŞ) bugüne kadar 35,4 milyar liralık krediye kefalet sağladığına işaret eden Muş, "İGE AŞ, kararlı şekilde yoluna devam etmektedir. Türk Eximbank ve İGE AŞ ile hayata geçirdiğimiz prefinansman modeli ile firmalar ihracat desteklerinden yararlanmak için zamandan kaynaklı finansman yükünden kurtulmuştur." diye konuştu.
Muş, Türkiye'nin ilk milli sermayeli özel bankası unvanını taşıyan Türk Ticaret Bankasının yüzde 98,5 hissesinin İGE AŞ tarafından satın alındığını aktarırken, bu bankanın 1913 yılında Adapazarı'nda girişimci ve tüccarlar tarafından kurulduğunu söyledi. Türk Ticaret Bankasının yeniden ayağa kalkacağını belirten Muş, "Banka tekrar faaliyete geçirilecek, bu mili markamız yeniden ihya edilecek ve iş dünyası temsilcilerine hizmet vermeye başlayacak." ifadesini kullandı.
İhracatın yakın pazarlarda elde ettiği başarıyı genişletmek için Uzak Ülkeler Stratejisi'ni hazırladıklarını, ihracatın menzilini önce dünya ortalamasına, daha sonra da dünya ortalamasının üzerine çıkarmak istediklerini anlatan Muş, hizmet ihracatının da geçen yıl yüzde 50 büyüdüğünü söyledi. Son 10 yılda hizmet ihracatçılarına sağlanan 3,1 milyar dolarlık desteğin 1,1 milyar liralık kısmının 2022'de verildiğini belirten Muş, "Yeni destek paketleriyle hizmet ihracatımız 100 milyar dolar seviyesinin üzerine çıkacak. Dolayısıyla 250 milyar dolar mal ihracatı, 100 milyar dolar da hizmet olunca 350 milyar doların üzerine çıkmış oluyor." dedi.
Muş, 19 bölgede 2 bin firmanın faaliyet gösterdiği serbest bölgeleri de hızla yaygınlaştırdıklarını bildirirken, Samsun ve Ordu'da iki yeni serbest bölgeyi ülkeye kazandırdıklarını söyledi.
İş dünyasına tüm dünyada avantaj sağlamak için ticari diplomasi faaliyetlerini sürdürdüklerini de aktaran Muş, şunları kaydetti: "İş insanlarımızın hangi ülkede sorunu varsa bunu çözmek için girişimlerde bulunduk. Mesela, Birleşik Arap Emirlikleri ile mart ayında imzaladığımız Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması'yla ihracatçılarımızın önünü Orta Doğu pazarında daha da açmış bulunuyoruz. Milletimizden aldığımız güçlü destek ve güven, siz değerli iş insanlarının gayreti ve ülkemizin yüksek ekonomik potansiyeli neticesinde önümüzdeki 5 yılın ülkemiz için üretim, yatırım, istihdam ve ihracat açısından önemli başarılara imza atılacak bir dönem olacağına inancım tamdır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının ardından, 35 yıl Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği üyeliği yapan Polatlı Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Yahya Toplu ile 38 yıl genel sekreterlik yapan Kilis Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Murat Sakar'a hizmet şeref belgesi verildi.
Ticaret Bakanı Mehmet Muş ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, günün anısına Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tablo hediye etti.